"Bir sivil toplum projesi olarak Baskın Oran" Mensur Akgün, Referans 04.07.2007
"Samatya'da Ermeniler Baskın Oran'dan Yana", Bianet 04.07.07
"Bir halk hareketi 'Baskın Oran'", Az ve Öz Blog
"Hepimiz Politik(iz)", Alernatif İstanbul Blog
Mensur Akgün'ün yazısından bir alıntı:
"Bence Baskın Oran hiçbir partinin alternatifi değildir. AKP’nin hiç değildir.
O, iktidar olmak için çalışmamaktadır. O muhalefetin alternatifidir. CHP’nin
yaptığı muhalefetten memnun olmayanların, ÖDP’nin seçim şansı olmadığını
düşünenlerin, diğer partilerin kendilerini temsil edemeyeceğine inananların
İstanbul 2. bölge adayıdır. / O bir sivil toplum projesidir. Başarılı olduğu,
yani her şeyden önce seçilebildiği takdirde sivil toplumun gücünü, var olan
anlayış ve yapıya rağmen yapılabilecekleri gösterecektir. Seçimi sivil topluma
cesaret ve haz verecek, Türkiye’de demokrasinin olgunlaşmasına destek olacaktır.
/ Seçilirse yapması gereken hiç durmadan iktidarı hataları, muhalefeti ise
yetersizliği yüzünden eleştirmek olmalıdır. Onu seçilmesi için destekleyenler de
seçildikten sonra da desteğini sürdürmek, Baskın Oran’ın Mecliste sesleri
olmasını sağlamak zorundadır. / Sivil toplumun, Baskın Oran projesi sadece bir
milletvekilinin Meclise girmesi ile başarılı olmuş sayılamaz. Oran oraya
oturmaya değil belli görüşleri temsil etmeye, dillendirmeye gitmektedir. O
görüşlerin temsil edilmesini isteyenler bundan sonra da Baskın hocaya destek
vermeli ve görüşlerinin dillendirilmesini talep etmelidir..." "Bir sivil toplum projesi olarak Baskın Oran" Mensur Akgün,
Referans 04.07.2007
Son olarak bir de eleştirel bir yazı ekleyelim. Hikmet Çetinkaya 04.07.07 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şöyle demiş:
"Baskın Oran ikinci bölgeden, Ufuk Uras birinci bölgeden bağımsız aday... Baskın
Oran'a yoğun bir destek var, Ufuk Uras'a yok. Baskın Bey "solcu" , Ufuk ise
"kötü solcu" kimilerine göre... ÖDP kendi içinde hesaplaşıyor... Baskın Oran'a
destek, Ufuk Uras'a köstek politikası izliyor... Kimi aydınlar, edebiyatçılar,
müzisyenler , Baskın Oran'la fotoğraf çektiriyor, Ufuk Uras'tan kaçıyor... Ufuk
mu solcu yoksa Baskın Bey mi? İkisinin de amaçları ne? Baskın Oran ve Ufuk
Uras'ın bağımsız milletvekili olarak Meclis'e girmesi depolitizasyonu kırar mı?
Hayır!.. Depolitizasyon, TİP gibi bir sosyalist partinin Meclis'e girmesiyle
(1965) kırılır... Türkiye sanki 12 Eylül 'ün koşullarını yaşıyor 2007 yılında.
DTP ve muhalif oylara bakılarak "solculuk" yapılıyor. DTP'li seçmenin hepsi
solcu mu? DTP oylarını neden yüzde 10'un üzerine çıkaramadı? ÖDP niçin 1965'teki
TİP'in yerini alamadı? Aydınların, sanatçıların, emekçilerin birlikteliği neden
siyasal harekete dönüşmedi?.. Asıl yanıt verilmesi gereken sorular bunlar!.. "
Hikmet Çetinkaya, 04.07.07 Cumhuriyet.
Bu yazıyla ilgili iki üç şey not etmeden edemedim:
Sayın Çetinkaya'nın ilk söyledikleri pek doğru değil. Ufuk Uras'ın da Baskın Oran'ın da arkasında çok büyük bir destek var. Sayın Çetinkaya Ufuk Uras gönüllülerinin ve ÖDP'lilerin nasıl çalıştığını görse sanırım yazısının düzeltirdi. Sayın Çetinkaya'nın daha sonra söyledikleri ise sapla samanı karıştırmaktan ibaret. Şöyle sormuş: "Baskın Oran ve Ufuk Uras'ın bağımsız milletvekili olarak Meclis'e girmesi depolitizasyonu kırar mı". Cevap şu EVET. Aslında meclise girmeseler bile çoktan örgütsüz ve partisiz yüzlerce kişiyi politize ettiler. Dedik ya gönüllüler çalışıyor diye, işte bu gönüllülerin bir çoğu hiçbir örgüte veya partiye üye değil. Daha önce hiç mitinge katılmamış insanlar Baskın Oran ve Ufuk Uras için yürüyüşlere, bisiklet turlarına katılıyor, pankart taşıyor, el ilanı dağıtıyor. Baskın Oran ve Ufuk Uras'ın meclise girmesi, bizlerin, yani onları destekleyenlerin, sadece seçim zamanı değil, seçimden sonra da aktif olarak siyasete katılmasını sağlayacak. Bu gönüllü örgütlenmeleri dağıtılmayacak, büyüyecek ve Baskın Oran ve Ufuk Uras'a taleplerini iletecek. Türkiye'de belki ilk defa bizler gerçek anlamıyla politize olacağız ve sesimizi meclise taşıma fırsatını bulacağız.
Son olarak DTP'ye destek verecek seçmenin pek tabii ki önemli bir kısmı Sayın Çetinkaya'nın anladığı anlamda solcu değildir. Hatta ona göre ben veya Baskın Oran da solcu değiliz... Ancak bu tali bir mesele. Biz Çetinkaya solcusu olmak zorunda değiliz, şu an asıl önemli olan sesini hiç meclise taşıyamamış olanların seslerini meclise taşıma imkanı bulmasıdır. Kim daha solcu tartışmasından ziyade, kim ezilenin, sesi duyulmayanın yanında tartışması yapmalıyız şu an. Türkiye'de kendini yalnız hisseden binlerce insan Baskın Oran ve Ufuk Uras'ın adaylığı vesilesiyle yalnız olmadıklarını gördüler. Biz sesimizi duyurabilme ihtimalini sevdik. Emekçinin, Kürt'ün, Roman'ın, eşcinselin ve benim gibi bu ülkede kendini yalnız ve çaresiz hisseden birçok insanın sesinin meclise taşınması, özgürlüklerin ve demokrasinin savunulması Sayın Çetinkaya'ya solculuk yapmak gibi gözükmüyor olabilir. Bu onun problemi. O ne derse desin, ne düşnürse düşünsün, biz Türkiye'nin ezilmişleri olarak, Türkiye'yi seven insanlar olarak Türkiye'nin geleceği için çirkin anlamıyla siyaset yapmadan çalışabilecek, evrensel insan haklarını ve demokrasiyi savunacak, iktisadi politikaları da insani unsurları öne çıkararak güdümleyecek insanların meclise girmesini istiyoruz. Sayın Çetinkaya şöyle sormuş: "İkisinin de amaçları ne?" Baskın Oran ve Ufuk Uras'ın adaylığının arkasında benim söylediklerimden başka bir amaç aramaya gerek yok. Onların amacı bizim sesimiz olmak, mecliste bizim adımıza çalışmak. Bundan daha güzel amaç mı olur?